30 Ocak 2010 Cumartesi

Animasyon Üzerine...

  • Pixar / Up ;   


             
              Bir anda "Pixar" ile ilgili birşeyler yazma isteği uyandı içimde, adamlar bunu çoktan hakettiler. Animasyon denildiğinde aklımıza ilk gelen Pixar oluyor çünkü.
    "Şuraya bak ya, gölgesini bile yansıtmışlar helal olsun" derken, adamın geçen sürede sakalının çıktığı dikkatimizi çekiyor, ya da gömleğinin kumaşı... İnanılmaz derecede gelişti animasyon sektörü, ayırt bile edemiyoruz, ya da güçlük çekiyoruz gördüğümüz birşey karşısında "acaba gerçek mi bu?" diyerek. Pixar bu işin açık ara lideri kuşkusuz. Felaket detaylara yoğunlaşarak her geçen gün daha da dahice ilerleme kaydediyorlar. Çizgi filmler vardı önce,vizyon çizgi filmleri, fena da değillerdi. Pokémon, Mulan, Beauty and the Beast, Anastasia ve birçok çizgi film. Ondan sonra bir baktık; Ant Z, A Bug's Life, Monsters Inc., Finding Nemo, Cars, Shark Tale, Shrek, Ratatouille, Wall-e falan derken zaten günümüzde animasyonun durumunu görüyoruz. Sadece çizip yaratmak değil işleri, her geçen gün de dahice ve farklı konulara tanık oluyoruz, aklımızın ucundan geçmeyen fikirleri izliyoruz. Çok önemli bir noktaya temas etmeden de geçmek istemiyorum, ben daha altında Pixar imzası bulunan hiçbir yapımda kan görmedim, vahşet de yoktu, demek ki böyle de başarılı olunabiliyormuş.
    Şimdi burada amacım sevgi kelebekliği yapmak değil tabii ki, dünya barışı vs. diyerek saçmalama haline girmeyeceğim, hepsi saçmalık, rahat olun.
              Günümüzde vizyona yeni giren 10 film varsa, 8'inde kan görebileceğinizi iddia ediyorum. Kalan ikisinde de uyuyacağınızı, çünkü o ikisi de ruhumuzu daraltan aşk filmleri. Notebook gibi bir film görmedim hala, bir o verdi hakkını.
              Bugün televizyonu açtığınızda, haberlerde hayretler içerisine düşüren şeyler duyabiliyorsunuz. Ne zaman ya da nerede olduğu önemli değil, her yerde oluyor çünkü. Evet cinayetler. Herhalde işledikleri cinayetler yerine yararlı birşeylere yorsalardı kafalarını bilimadamı olurlardı rahat rahat. "Üçüncü kattan düşmesini sağladı, köpeklere yedirdi, 47 parçaya böldü timsahlara attı..." konteyner fikri sıradan geliyor artık, bu adamları da kesmiyor görünüşe bakılırsa. Bunlardan yüz kat daha yaratıcı cinayetler görüyoruz. Her gün de artıyor. En az %50'lik kısım; Kill Bill gibi insana hiçbir şey katmayan, "e birşey anlamadım bunu izleyip,bari gidip birilerini keseyim" dedirten filmler yüzünden. Herkesin bünyesi sağlam değil ki, kültürlüsü de izliyor, cahili de izliyor, psikopatı da izliyor bu filmleri/dizileri*. Kıyamet kopacak diyorlar ya hani,herkes korkuyla karışık bir heyecanla bekliyor o şimdiye kadar sayısız değişen (değiştirilen) tarihi. İşte o her gün kopuyor zaten, her gün birşeyler değişiyor...
              Her neyse bu konuda da Tarantino'ya selam ettikten sonra rahatlamış olarak animasyona dönüş yapabilirim. Yaklaşık 1 saat önce izlediğim "Up" isimli animasyon, beni Pixar aracılığıyla etkiledi her zamanki gibi... Filmin başında bir sahneye kahkahalarla güldüm, sonra güldüğüm çocuk büyüdü, yaşlandı, karısını kaybetti ve oturup ağlamak üzereydim. Herşeyiyle mükemmeldi film, uçuk şeyler gerçekleşti ama yine vardı çıkarılması gereken dersler. Yine yüzümden tebessümü eksik etmedi, yine zamanı gelince güldürdü ve yine beklemediğim bir anda içimi burkmayı başardı Pixar. Animasyon filmlerinde ağlamaktan bahsediyoruz, daha büyük kıyamet mi var sanki, ne güzel kıyamet, mis...
              Sonuç olarak abuk sabuk, ucuz yapımları izleyeceğimize, bari bu çabayı, gösterilen korkunç emeği izleyelim de takdir edilecek birşeylere saygımız olduğu anlaşılsın. Afişinden belli eder zaten film kendini büyük ölçüde. Japon halkına da zerre saygım kalmadı yeşil kan gibi şeyler gördükten sonra, bunun da altını çizmek istedim. Şu an okumayı bitirmek üzere olduğunuz yazı; hem "dikkat edilmesi gereken unsurlar", hem de "film önerisi" yerine kabullenilebilir.




    *Aşk-ı Memnu dizisini izleyenlerin, izlediğini etrafa belli etmesi çok canımı sıkıyor. "Bu bölüm kim kiminle yasak ilişkiye girecek?" insanların en büyük derdi, yazık. İzliyorsanız, izlemeyenlerin gözüne sokmayınız. Aşk-ı Memnu : bitsin.






    Şimdiden iyi seyirler...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder